DUANIN EHEMMİYETİ VE ŞEKLİ
بِسْمِاللّٰهِالرَّحْمٰنِالرَّحٖيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Dua Etmek
İnsanlar için Allah-u Teala’yı anmanın, O’na yakın olmanın yollarından biri Allah-u Teala'ya dua etmektir. Çünkü dua eden insan Allah-u Teala'nın varlığını ve birliğini, O'na karşı olan acizliğini, Kendisi'ne tek yardım edecek olanın Allah-u Teala olduğunu ve O'ndan başka ibadet edilecek kimse olmadığını kabul etmiş demektir.
Allah-u Teala'yı gerektiği gibi takdir edemeyen bu insan, doğal olarak Allah-u Teala'nın dualara icabet eden sıfatını da kavrayamaz. Dua etse bile Allah-u Teala'nın duasına icabet edeceğinden şüphe içindedir.
Oysa mümin dua ettiği zaman Allah-u Teala'nın kendisini işittiğini ve duasına her ne şekilde olursa olsun icabet edeceğini bilir; çünkü olayların başıboş ve tesadüfi bir biçimde değil, Allah-u Teala'nın belirlediği kadere göre geliştiğinin, O'nun dilediği şekilde yürüdüğünün farkındadır. Bu nedenle, duasına karşılık görmemek gibi bir kuşkusu yoktur. Bu samimi ruh haliyle dua edenin duasını da Allah-u Teala makbul görür ve kabul eder. Allah-u Teala, Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır:
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. (Bakara Suresi, 186)
Allah-u Teala, başka ayetlerde de "... sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisine dua ettiği zaman icabet eden..." (Neml Suresi, 61-62) olarak bildirilir ki, bu da yine samimi duaların Allah-u Teala Katında mutlaka karşılık göreceğinin ifadesidir.
Dolayısıyla duayı, Allah-u Teala'nın yardımından kuşkuya düşmeden, kabul olacağına kesin olarak iman ederek dile getirmek gerekir. Aksi bir tutum içinde bulunan, yani Allah-u Teala'nın icabetine karşı kuşku ile yaklaşan kişi ise, daha başlangıçta Kuran mantığı ile ters düşmüştür.
Bu nedenle dua eden kişinin sahip olması gereken en temel iki özellik, Allah-u Teala'ya karşı samimiyet ve güvendir. Allah-u Teala kullarının Kendisine yakın olmasını ister. Samimi bir ruh hali içinde istenen güzel şeylere karşılık verir. İnsanı sadece bir su damlasından yaratan, yeryüzünü yoktan var eden Allah-u Teala için, herhangi bir kişinin duasına karşılık vermek çok kolaydır. Yapılması gereken tek şey inançla ve sabırla istemektir.
Bu nedenle dua eden kişinin sahip olması gereken en temel iki özellik, Allah-u Teala'ya karşı samimiyet ve güvendir. Allah-u Teala kullarının Kendisine yakın olmasını ister. Samimi bir ruh hali içinde istenen güzel şeylere karşılık verir. İnsanı sadece bir su damlasından yaratan, yeryüzünü yoktan var eden Allah-u Teala için, herhangi bir kişinin duasına karşılık vermek çok kolaydır. Yapılması gereken tek şey inançla ve sabırla istemektir.
Kur'an-ı Kerim'de Dua Nasıl Anlatılıyor..?
En son ne zaman dua ettiğinizi düşündünüz mü?... Bu soruya farklı cevaplar verilebilir ama ortak nokta herkesin bir şekilde dua ettiği olacaktır. İnsanlar elbette her yerde, her ortamda, istedikleri herşey için Rabbimiz olan Allah-u Teala'ya dua edebilirler. Allah-u Teala iman edenlerin her ortamda dua edebileceklerine, Kendini zikredebileceklerine aşağıdaki ayetlerle dikkat çekmiştir:
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) “Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru.” “Rabbimiz, şüphesiz Sen kimi ateşe sokarsan, artık onu ‘hor ve aşağılık’ kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur.” “Rabbimiz, biz: “Rabbinize iman edin” diye imana çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür.” “Rabbimiz, elçilerine va’dettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi ‘hor ve aşağılık’ kılma. Şüphesiz Sen, va’dine muhalefet etmeyensin.” Nitekim Rableri onlara (dualarını kabul ederek) cevab verdi: “Şüphesiz Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam…” (Al-i İmran Suresi, 191-195)
Bunların yanısıra ilerleyen bölümlerde de göreceğimiz gibi, bir de duanın, en güzel, en makbul şekli vardır ki Kuran'da bunlar ayrıntılarıyla anlatılmıştır.