28.08.09 HACC
28.08.2009
Hac, Yeniden Doğmanın Adıdır!
بِسْمِ اللهِ الْرَحْمنِ الْرَحِيِم
وَأَذِّن فِي النَّاسِ بِالْحَجِّ يَأْتُوكَ رِجَالاً وَعَلى كُلِّ ضَامِرٍ يَأْتِينَ مِن كُلِّ فَجٍّ عَمِيقٍ
[Hac suresi, ayet 27]
Muhterem Kardeşlerim!
İslam Dininin temel ibadetlerinden birisi olan hac sözlükte, “gitmek, yönelmek, ziyaret etmek” manalarına gelmektedir. Dini ıstılahta ise hac; imkânı olan her Müslüman’ın, belirli bir zaman içinde Kâbe’yi, Arafat ve Mina’yı ziyaret ederek belli bazı dini görevleri yerine getirmesidir. Bir kimseye haccın farz olması için onun; Müslüman, akıllı, baliğ, sağlıklı, özgür, can-mal ve sağlık güvenliğinin sağlanmış olması ve ekonomik yönden de bu görevi yapma imkânına sahip bulunması gerekir.
Değerli Kardeşlerim!
Şüphesiz diğer ibadetler gibi bedeni, ayrıca mali bir ibadet olan haccın da birçok faydaları ve hikmetleri vardır. Kabul edilmiş bir hac, Peygamberin diliyle anadan yeniden doğmanın adıdır. O nedenle olsa gerek, bu müjdeye kavuşmak isteyen Müslümanlar hacca büyük bir rağbet göstermektedir. Nitekim 2008 yılında Türkiye’de bu mübarek topraklara yüz sürme aşkıyla 770.000 den fazla insanımızın müracaatta bulunduğunu biliyor musunuz? Ancak ne var ki kota nedeniyle bu kutsal yolculuğa gidemeyen bağrı yanık Anadolu insanının üzgün olduğunu biliyoruz. Allah’ın rızasını kazanmak, Hz. İbrahim’in davetini kabul etmek, Peygamber Efendimizin şefaatine nail olmak ne büyük bir mutluluktur. Bununla beraber Müslümanlar hac yaparken adeta Hira’da Kuran’ın yeniden indirilişini, Sevr’de hicretin yeniden başlangıcını, Kuba’da Resulullah’ın yeniden coşkuyla karşılanışını yaşama fırsatı yakalayacaktır.
Aziz müminler!
Sizler, Mescidi-i Haram’da kılınan bir rekât namazın, diğer mescitlerde kılınan bin rekât namazın faziletinden daha fazla olduğunu bilerek,
Allah ile baş başa kalmanın verdiği hazzı’da tadarak, sınırlı zamanda sınırsız kar edeceksiniz. Hac ile artık günde beş kez görmeden yöneldiğiniz Kâbe’nin binlerce km. uzaklıkta değil, dizinizin dibinde gözünüzün önünde olduğunu göreceksiniz.
“Lebbeyk allahümme lebbeyk, lebbeyk la şerike leke lebbeyk, innelhamde venni’mete leke velmülke, la şerike lek” sedalarının semaları çınlattığını müşahede edeceksiniz. Burada her dil, her renk ve her kültürden insanlarla tanışacak, kimsenin kimseden üstün olmadığını göreceksiniz. Kimseyle kavga etmeyecek, gönül yıkmayacak, kalp kırmayacaksınız. Peygamberimizin ve ashabının yaşadığı coğrafi ve kutlu mekânları ziyaret edeceksiniz.
Muhterem Kardeşlerim!
Yukarıda okuduğum ayet-i kerimede Cenab-ı Hak: “İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler. Gelsinler ki kendilerine ait birtakım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği ( kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allah’ın adını ansınlar.” [Hac, 27-28] buyurmaktadır. Peygamberimiz ise ülkesine dönen hacıya şu müjdeyi verir: “Kim Allah için hacceder, çirkin söz ve günahlardan sakınırsa, annesinden doğduğu gün gibi günahlarından arınmış olarak döner.” [Buhari, Hac, 4] Haccın sath-ı mailine yaklaştığımız şu günlerde cemaatimizi bu ibadetin edası konusunda hiç zaman kaybetmeden bir kez daha düşünmeye davet ediyoruz.