17.12.2010 BÜYÜK GÜNAHLARDAN SAKINMAK
17.12.10
BÜYÜK GÜNAHLARDAN SAKINMAK
بِسْمِ اللهِ الْرَحْمنِ الْرَحِيِم
كَلاَّ بَلْ رَانَ عَلَى قُلُوبِهِمْ مَا كَانُوا يَكْسِبُونَ
Muhterem Mü'minler!
Allah Teala insanı boş yere yaratmadığı gibi başıboş da bırakmamıştır. İnsanoğlunu kullukla yükümlü kılmış ve böylece imtihana tabi tutmuştur. Yüce Allah’ın emirlerini yerine getirip yasakladıklarından sakınmak, Müslüman’ın görevidir. Bunları terk ve ihmal ise, günahtır. Günah işlemek, sonsuz kudret ve azamet sahibi Yüce Rabbimize bir isyandır. Allah’ın engin rahmetine ve rızasına karşı bir perdedir.
Günah insanın temiz fıtratını bozar, kalbine huzursuzluk verir ve kötülüklerin önünü açar. Günahta ısrar ise, insan için manevi bir musibet haline gelir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Hayır hayır! Doğrusu onların işlemekte oldukları (kötülükler), kalplerini kirletmiştir.” [1] Hz. Peygamber ise kalbin kirlenmesini şöyle açıklamaktadır. Kul bir günah işlediğinde, kalbinde siyah bir nokta belirir. Eğer o günahından tevbe edip uzaklaşırsa kalbi tertemiz hale gelir. Eğer tevbe etmeyip günah işlemeye devam ederse, o siyah nokta artar ve kalbi istila eder. Yüce Allah’ın Kur’an’da zikrettiği kalp kirlenmesi, işte budur. [2]
Değerli Kardeşlerim!
İslam'da günahlar niteliğine, tövbesiz affedilip edilmemesine ve hakkı çiğnenen muhatabına göre gruplandırılabilir. Niteliği açısından günah küçük (sağire) ve büyük (kebîre) olmak üzere ikiye ayrılır. Bu taksim Kur'an-ı Kerim'de yer almakla birlikte büyük ve küçük günahların nelerden ibaret olduğu hakkında fazla bilgi verilmez. [3] Ancak hem Allah’ın hakkını çiğneyen hem de insanın şeref ve haysiyetini hiçe sayan şirkin en büyük günah olduğunda şüphe yoktur. Ayrıca farz veya haram şeklinde nitelenen ilahi buyrukların ihlal edilmesi de kebîre sayılmıştır. Konuyla ilgili olarak Hz. Peygamber'den gelen rivayetlerde büyük günah olarak Allah’a şirk koşmak, sihir ve büyü yapmak, haksız yere adam öldürmek, yetim malı ve faiz yemek, iffetli kadınları zina ile suçlamak, ana babaya asi olmak, yalan söylemek, yalan yere şahitlik yapmak, zina etmek, başkasına veya kamuya ait bir malı zimmetine geçirmek, içki içmek ve kumar oynamak sayılmaktadır. [4] Bizler bu tür günahlardan şiddetle kaçınmalıyız. Çünkü yüce Rabbimiz; “Günahın açığını da gizlisini de bırakın! Çünkü günah işleyenler, yaptıklarının cezasını mutlaka çekeceklerdir.” [5] bir başka ayet-i kerimede de “Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.” [6] buyurarak her türlü günahtan kaçınmamızı emretmektedir. Günahlar nefsin kötü arzularına veya şeytanın çeşitli vesveselerine kapılmanın sonucunda işlenir. Şeytanın müminler üzerinde bir hakimiyetinin olamayacağını Rabbimiz şöyle ifade eder: “Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur. Onun hakimiyeti, ancak onu dost edinenlere ve onu Allah'a ortak koşanlaradır.” [7]
Aziz Kardeşlerim
Günahlardan sakınmak için ölümü ve hesap gününü çok hatırlamalıyız. Sabredip günahlardan sakınmalı, ibadetlerimizi zamanında yerine getirmeli, Kur’an’ı okumalı ve onu yaşamalıyız. Özellikle de dinin direği olan namazlarımızı kılmalı, dua ve niyazla Allah’a sığınmalı, günaha götürecek ortamlardan uzaklaşmalıyız. Yüce Rabbimize mahcup olmamak için Allah’ın bizi gördüğünü, her halimizden haberinin olduğunu asla unutmamalıyız. Günahlarımıza derhal tevbe etmeli ve Allah’ın engin rahmet ve mağfiretine sığınmalıyız. Şunu unutmayalım ki Allah, samimi olarak tevbe eden kullarını sever ve tevbelerini kabul eder.
[1] Mutaffifin 83/14.
[2] İbn Mace, Zühd, 29.
[3] Nisa 4/31; Kehf 18/49; Şura 42/37; Necm 53/32.
[4] Buhari, Hudud, 44; Müslim, İman, 144; Buhari, Şehadet, 10; Ebu Davud, Vesaye, 10.
[5] Enam 6/120.
[6] Nisa 4/31.
[7] Nahl 16/99-100.