EŞCİNSELLİK VE HÜKMÜ
EŞCİNSELLİK VE HÜKMÜÖncelikle başta şunun altını kalın çizgilerle çizmek gerekir : İnsanlar çeşitli dış etkenlerle eşcinsel eğilimlere sapar.
Peki nedir bu dış etkenler? Başta yanlış çocuk eğitimi. Kız bebek bekleyen ailenin erkeği kız kıyafetleri ile giydirip kız gibi yetiştirmeleri, kızlarla erkek çocukları aynı yataklarda yatırmaları, erkek çocuklarının kadınsı ortamda büyütülmeleri, ...Özellikle de babaların eşlerine- erkek çocuklarının annelerine - baskı yapmaları, dövmeleri, zulmetmeleri,...Bu durumda erkek çocuk babayı idol olarak görmediği için kendi iç dünyasında başka ideal şahsiyetler aramaya başlar.Ve bu sürecin sonu eşcinsel eğilimlere doğru rahatlıkla kayabilir!Kısaca baba dayağı da erkek çocukları eşcinsel eğilimlere yöneltebilmektedir!
Tabii aynı durum tersi için de söz konusu.Kız çocuk için de aynı durum söz konusu !
Hormonlar konusu da ayrıca ele alınması gerekir.Kendinde eşcinsel eğilim gören erkekler öncelikle hormon tedavisine girmesi gerekir.Unutmamak gerekir ki her erkekte de %10 kadınlık hormonu, her kadında da %10 erkeklik hormonu vardır.Eğer hormon araştırması sonucu % 40- 50 kadınlık hormonu ortaya çıkıyorsa , ikinci aşama, hormon tedavisi ne geçilmelidir.Unutmamalıdır ki hormon tedavisi ile kadınlık hormonları erkekleştirilebilmektedir.
İçe kapanık toplum ve cemaatlerde de bu konuya dikkat etmek gerekir.
"Emine Şenlikoğlu okuyup eşcinsellikten vazgeçenlerimiz var!" |
TedavI olana kadar ne yapmak gerekIr?
Eşcinsellik Lut kavminin helakine sebeb olan büyük günahlardandır. Bu gibi insanlar, yanlış fiilde bulunmadıkları müddetçe, bu hissi taşımaları kendilerine bir mesuliyet getirmez. islam dini, imkanat değil, vukuat ile hüküm verir. yani, bir insanın kendi içinde bir his taşıması onu mesul etmez. bu hissi fiil ortamına taşıdığı zaman mesul olur.hissi olarak bazı kadınları erkek ve bazı erkeklerin kadın hissine yakın his taşıdıkları bir vakıadır. işte bu hislerini fiil ortamına taşımadıkça ve dine zıt hareketlerde bulunmadıkça, mesul olmayacaklardır.Bu dünya imtihan meydanıdır. Herkesin bir imtihanı vardır. Allah hiç kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. Kimi insanlar cinsellikle kimileri kumar içki gibi hususlarda imtihanı şiddetli olabilir. Bu durumda hiç mücadele etmeden teslim olmak doğru değildir.Zaaf sahibi olmak teslim olmayı gerektirmez. İnsan cinsellikle ilgili kapıldığı duygulardan dolayı mesul olmaz. Ancak bunları fiiliyata dönüştürürse mesul olur. Kısa dünya hayatında günaha karşı sabırla mükellef olan insan zaaflarına sabretmeli ve sonsuz bir hayatta sıkıntısız bir hayatı kazanmak için çalışmalıdır.Neler yapılmalıdır: 1- evlenmek, 2- oruç tutmak, 3- bol bol Kur’an okumak veya zikir çekmek, 4- kur’an tefsiri veya islami kitap okumak, 5- Allah’ı bol bol hatırlamak 6- Ölümü hatırdan çıkarmamak.
Bu noktada dikkat çekici olan, çoğumuzun üzerinde konuşmayı bile ayıp saydığı bu konuda Kur’ân’da o derece çok ve açık ifadelerin bulunmasıdır. Kur’ân, Lût kavmi örneğinde kendisine temas ettiğine göre, demek ki, bu problem ‘Lût kavmi kadar eski, yok farz edilmeyecek kadar önemli, zinadan bile çirkin, ama herhangi bir insanî yanılgı kadar da konuşulabilir’ imiş.
Peki, neden böyle birşey oluyor?
Böylesi bir cinsel sapma neden ve nasıl yaşanıyor?
Önce biyolojik-genetik faktörlerle başlayalım:
Aslında hepimizin vücudunda karşı cinsin hormonları da az miktarda bulunur. Zaten, öyle olmasa, bütün erkekler aşırı sert ve maço, bütün kadınlar ise aşırı kırılgan olurlardı ve cinslerin birbirini anlayıp hissetmesi pek de mümkün olmazdı. Ancak normalde var olan bu minimal yönelimler, genetik ve hormonal bozulmalar sonucu, bazı kişilerde ileri düzeylere varabiliyor. Ve ortaya doğuştan eşcinselliğe yatkın bireyler çıkabiliyor."E, sonra?" diyorsanız, şu sohbeti dinleyin:
Geçenlerde bir psikiyatrist arkadaşım beni telefonla aradı. Kısa bir girişten sonra, "Baksana!" dedi, "Biliyorsun; son araştırmalar eşcinselliğin bazı durumlarda neredeyse önlenemez olduğunu gösteriyor. İşin doğuştan gelen genetik bir boyutu da olduğu tesbit edildi; sen de okumuşsundur. Yani, bu kişilerin en azından bir kısmı, yaratılışlarında var olan meyil dolayısıyla o yöne gidiyorlarmış; bu açık artık. Oysa biz İslâmî yönden bunun kabul edilemez bir yönelim olduğunu, hatta ceza gerektirdiğini okuyoruz. Nasıl çözüyorsun bu ikilemi?" Ona, "Belki garip bir örnek olacak ama" dedim, "Biliyorsun, meselâ çok eşlilik de erkekler için neredeyse genetik ve tabiî bir meyildir." "Evet?" dedi. "Peki sen çok-eşli misin?" diye sordum. "Tabiî ki hayır" dedi. "Neden?" diye üsteledim. "İçinde böyle bir meyil yok mu? Açık konuş lütfen." "Var aslında" dedi, "Ama hem eşim buna izin vermez, hem toplumsal kurallar, kanunlar vs. bir yığın engel var; biliyorsun. Üstelik günaha girmiş olurum. O yüzden düşünmem bile." "Kendi sorunun cevabını kendin vermiş oldun işte" dedim. "Eşcinsel meyiller de bazı kişiler için genetik bir temelden kaynaklanan, neredeyse zorunlu bir yönelim olabilir; ama o kişilerin de bu anormal yönelimlerini kontrol etmeleri beklenir, bunu becerebilirler de aslında." "Bu yönden düşünmemiştim" dedi arkadaşım.Ardından, kısa bir düşünme sonrası, "Ama" dedi, "meselâ, bilirsin, beyindeki bazı bozukluklar, örneğin temporal epilepsi gibi hastalıklar, kontrolü güç saldırganlıklara yol açabiliyor. Böyle bir hastalığın da etkisiyle, diyelim ki bilincinde olmadan birini öldüren bir şahıs ceza görür mü? Görmez. Bünyesel hastalığın etkisiyle bu suçu işlediği tespit edilirse Türk Ceza Kanununun 46. veya 47. maddesine göre cezası ya hafifletilir ya da tamamen affedilir. Buna ne diyeceksin?" "Peki," dedim, "O hasta, cezası affedildikten sonra, bir cinayet daha işlesin diye serbest mi bırakılır? Yoksa hastalığı düzelene kadar tedaviye alınıp sonra da uzun süre izlenip kontrol mü edilir?" Arkadaşım, "Yine haklısın" dedi.
Ergenliğe geçiş döneminde sırf meraktan bu tür bir ilişkiyi (kısmen) denemiş gençler de olabilir. Nerdeyse ne yaptığını bilmeden, ‘doktorculuk’ oynarcasına."Çocukça bir hata" bile denebilir belki. Ancak, esas önemli olan, bundan sonrasıdır. Bu tür bir olayın ardından, bazen yıllar sonra, "Eyvah, ben ne yapmışım?" muhasebesi yaşanır genellikle. Bu dönemde bunalımını paylaşmayıp kendi kendini yiyip bitirmek; kendini aşırı suçlayıp "Yoksa ben ‘gay’dım mı?" sorgulamasına dalmak, bazen genci tam zıt bir sonuca götürebilir. "Battı balık yan gider" durumu gerçekleşir. Gerçekte öyle olmayan genç, gerçekte öyle olmadığı halde kendisini öyle zannettiği için, gerçekten öyle olur! Traji-komik bir örnek anlatayım: Bir eşcinsel hastam vardı. İlkokul yıllarında bağırsak paraziti problemi varmış. Bilen bilir; bu parazit anüs kaşıntısı yapar. Belki inanmazsınız ama, bu kaşıntı gitgide delikanlıyı "Yoksa ben..?" kuşkusuna götürmüş. Sonuç maalesef kötü! Üstelik, anlattığım tek değil. Literatürde, sadece ve sadece bağırsak paraziti yüzünden cinsel tercihi bozulan birçok vak’a var. Yani? Utanıp konuşmamak, gurur yüzünden anlatmamak, yardım istemeyip kendi kendini yemek yok mu? İşte bu şey o kadar çok yerde ayaklara dolanıyor ki! Sırf bu yüzden ne hayatlar kayıyor, bilemezsiniz.
Şimdi, gelelim konunun bizi esas ilgilendiren kısmına:
1. Bu tür hassas konuları ne yok farz etmeli, ne de kaşınmayan yeri kaşımalı. Uyanık bir sessizlik ve dengeli bir müdahale gerek.
2. Küçük yaşlardan itibaren giyim, oyuncak gibi konularda cinsiyeti vurgulayacak ve cinsel kimlik oluşmasına yardım edecek yönlendirmeler yapılmalı. Meselâ, cinsiyete göre giydirmek, uygun oyuncaklar almak gibi.
3. Çocuk, normal gelişimi içinde, özellikle belli dönemlerde, cinselliği çok merak eder; onu doğru bilgilendirmek gerekir. Eşcinselliği anlatın demiyorum. Normal, doğal, insanî merakların doyurulması ilerisi için sağlam bir temel olacaktır diyorum. Bu konularda çekinip utanmayın lütfen: Siz doğrudan utanıyorsunuz ama, birileri yanlıştan bile utanmıyor. Ve hiç unutmayın: "Çocuklar öğrenmeye hazır olmadıkları konuları zaten sormazlar." Çocuk bir şeyi soruyorsa mutlaka cevap vermeniz gerekir—elbette, usulünce!
4. Özellikle ergenlik çağında gençlerin kendi cinslerinden ebeveynlerle, yani babayla daha fazla vakit geçirip paylaşım içinde olması şarttır. Bunu vurguluyorum; tâ ki, "İşten eve, evden işe," ‘pijama-terlik-televizyon,’ "Hanım, sen ilgileniver, ben çok yorgunum" hastalıklarına yakalanmış babaların kulakları çınlasın!
5. Aile içinde erkeğin hafif başat ve saygın konumunun korunması lazım. Yoksa, meselâ evde kadın bariz biçimde baskın, erkekse pasif ise—ki, neredeyse ahir zaman alameti olarak çoğu evde mevcut durum maalesef budur—erkek çocuk için kadın konumu imrenilecek bir durum kazanabilir.
6. Bu tür bir problemle karşılaşıldığında aşırı tepki ve açıklamasız yasaklar merakı artırır sadece. Konuş(tur)masanız bile, gencin aklındaki soru işaretleri artarak devam eder.
7. Darda kalırsanız bir psikiyatristten yardım isteyin.
Not: Eşcinsellik aslında sadece erkeklere has bir durum değil. Kadınlar arasında da bu problem hatırı sayılır biçimde yaşanıyor. Yalnız, bayanlardaki şekli daha belirsiz seyrediyor ve pek de dirençli, devamlı olmuyor. Normal bir cinsel hayat ve mutlu bir evlilik, problemi çözmeye yetiyor genellikle. Yine de, özellikle bayanların toplu kaldığı yerlerde dikkatli olmak gerekiyor.Maalesef biz toplum olarak kadın-erkek mahremiyetine ‘çok’ dikkat ederken, mahremiyetin erkek-erkek ve kadın-kadın arasındaki biçimlerini bazı zamanlar sanırım ihmal ediyoruz. Her iki cins açısından, problemin bir sebebi de bu. Bu noktada, biraz kitap karıştırıp erkeğin erkeğe, kadının kadına karşı mahremiyet ve tesettür ölçüsünü öğrenmeye ne dersiniz? DR. YUSUF KARAÇAY
Eşcinsellik günah mı. Bu duygu nasıl kontrol altına alınabilir? Bu meyilden dolayı günah işlenmiş olmaz. Ancak bu meylin fiile dönüştürülmemesi gerekir. Psikolojik tedaviyle veya evlilik yaparak bunun önüne geçilebilir.
Hünsa: İslam hukukunda, gösterecekleri erkekimsi veya dişimsi temayüllere göre erkek veya kadın gibi kabul edilirler(Nevevî, Mecmu, I/198- el-Mektebe eş-Şamile-)). Ayrıca, iki uzvu olanlar, eğer erkek uzvundan idrar yaparsa erkek, kadın uzvundan idrar yaparsa kadın kabul edilir. Sakal erkeklik alameti olduğu gibi, kadın gibi göğüslerin olması, aybaşı görmesi ve benzeri durumlar da kadınlığın alametidir. Bu gibi insanlar bu alametler doğrultusunda muamelelere tabi olurlar(bk. Mebsut, 33/198, 221-el-Mektebe eş-Şamile-)
Fukahanın çoğuna göre, hunsâ : Erkeklik ve dişilik âleti bulunan kimsedir. Hangi aletinden idrar yapıyorsa, daha çok ona yakın bir hüküm taşır. Yani erkeklik aletinden idrar yapıyorsa, erkek; dişilik aletinden idrar yapıyorsa, dişi sayılır. (1)Her iki aletinden eşit biçimde idrar geliyorsa, o takdirde hem erkek, hem dişidir, yani ona hunsâ denilir., Bu, îmam Ebû Hanîfeye göredir. (2)İmam Ebû Hanîfe'ye göre, taşıdığı her iki aletten de idrar gelirse, o, «Hunsâ müşkil» kabul edilir. Bir aletten az, birinden çok gelmesi buna tesir etmez.Fukahanın çoğuna göre, bu durum, onun ergen olmasına kadar geçerlidir. Ergen olunca, erkeklik aleti harekete geçip evlenecek güçte bulunuyorsa, o takdirde erkek kabul edilir. Sakal ve bıyıklarının da çıkması böyledir. Bunun gibi ergenlik çağına girince göğüsleri büyür, ayhali olursa o takdirde dişi kabul edilir.Ergenlik çağına girdiği halde ne erkek olduğuna, ne de dişi olduğuna dair belirtilen alâmetler ortaya çıkmazsa, o takdirde «Hunsâ Müşkil = Eşelcins» sayılır.Sadece meni, belsuyunun çıkması yeterli değildir. Çünkü bu her iki cinsten de çıkabilir. (3)
Hunsâ Hakkındaki Hükümler :
Hunsâ müşkil (= eşcinsel durumunda olan) hakkında genel hüküm, dini hususlarda ihtiyatla âmel etmektir. Sübutunda şüphe sabit olan hususlarda ise hükmün sübutuyla hükmetmemektir.
Bu genel kaideyi açıklayalım :
Hunsâ müşkil, imamın arkasında durduğu zaman, erkeklerle kadınların safları arasında durur, yani ne erkeklerin saffında, ne de kadınların saffında yer alır, bu iki ayn saffın arasında durur.Erkeklerin saffına katılacak olursa, kadın olma ihtimâli dikkate alınarak onların namazını bozmuş olur. Kadınların saffında duracak olursa, erkek olma ihtimali mevcut olduğundan, kadınların namazını bozmuş olur.Hunsâ müşkil, kadınların saffında durup namaz kılacak olursa ihtiyaten namazını iade eder. Çünkü erkek olma ihtimali vardır. Erkeklerin saffında dahil olup namaz kılarsa, namazı tamam sayılır. Ancak o safta onun sağında ve solunda bulunan ve tam arkasında bulunan kimseler namazı iade ederler. Bunda ihtiyat vardır.Hunsâ müşkil, namazda kadınlar gibi oturur. (4)İmam Muhammed'e göre, hunsâ müşkil, henüz ergen olmadan namaz kılarken başörtüsü örtmesi uygun olur. Ergen olduktan sonra kendisinde ne erkeklik, ne de kadınlık alâmeti açık biçimde ortaya çıkmazsa, o takdirde başörtüsüz namaz kılması, caiz olmaz.Hunsâ ergen olduktan sonra mücevherat takınmaz. Bu onun için mekruhtur. Bunun gibi ipek elbise de giyinmesi mekruh kabul edilmiştir. (5)Hunsâ müşkilin hem erkeklerin yanında, hem kadınların yanında soyunup açılması mekruhtur. Yanında mahremi bulunmadığı halde bir kadının ya da erkeğin yanında tenha kalması da mekruhtur.Hunsâ müşkil, hacca gidecek olursa, yanında erkeklerden bir mahremi bulunursa -Hanefî mezhebine göre- üç günlük ve daha fazla uzak mesafelere seyahat edebilir. Safî ve Mâliki mezheplerine göre, yanında güvenilir erkek ve kadın bulunursa gidebilir.Hunsâ Müşkilin İhramı Nasıl Olmalıdır?İmam Ebû Yusuf, «bu mesele hakkında bir bilgim yok» demiştir. İmam Muhammed'e göre, kadınlar gibi giyinip hac farizasını yerine getirir. (6)Hunsâ müşkili sünnet etmek gerektiğinde onu erkek sünnetçimi, yoksa kadın sünnetçi mi sünnet eder? Bu mesele hakkında iki görüş vardır : Ergen olmamışsa, erkek veya kadın sünnetçiden biri onu sünnet edebilir, bunda bir sakınca yoktur. İştiha çağına gelmiş fakat ergen olmamışsa, utanç yerine bakmadan, herhangi biri sünnet edebilir. Ergen olmuşsa, ne erkek ne de kadın sünnetçi onu sünnet eder.Çünkü kadın sünnetçi onu sünnet edecek olursa, erkek olma ihtimali mevcut olduğundan kadının bir erkeğin utanç yerine bakması haramdır. Erkek sünnetçi onu sünnet edecek olursa, kadın olma ihtimali bulunduğundan erkeğin bir kadının utanç yerine bakması haramdır.Hunsâ müşkil öldüğünde onu kim yıkayabilir?Bu da üzerinde önemle durulan meselelerden biridir. Fukahanın çoğuna göre, ne kadın, ne de erkek onu yıkayabilir. Sadece birisi eline bir bez parçası sarıp ona teyemmüm verir ve böylece yıkanmış kabul edilir. Eğer yıkayan onun çok yakını ise, eline bez parçası sarmasına gerek yoktur, o vaziyette teyemmüm verir.Hunsâ müşkil, henüz ergen olmadan ölürse, onu kadın da, erkek de yıkayabilir, bunda bir sakınca görülmemiştir. (7)Hunsâ Müşkil Hakkında Nikâh Meselesi :
Hunsâ müşkilin babası, o henüz ergen olmadan birine nikâh ettirirse, bu nikâh askıda bekler, ergen Oluncaya kadar bu askı devam eder. Nikâhlı çiftlerden biri ölürse, diğeri ona vâris olamaz. Ergenlik çağına girince, kadın veya erkek olduğu açık şekilde belirirse, ona göre nikâh geçerlik kazanır. Şöyleki : Hunsâ müşkil kız kabul edilip bir erkeğe nikâhlanmışsa, ergen olunca kız olduğu açıkça ortaya çıkarsa, yapılan nikâh sahih kabul edilir ve geçerlik kazanır. Erkek diye kendisine bir kız nikahlanmış ve ergen olunca erkek değil kız olduğu belirgin hale gelmişse, o takdirde yapılan nikâh hükümsüz kalır.
Hunsâ müşkil hakkında hadler ve kısas :
Bir kimse ergen olmuş hunsâ müşkile zina isnâd ederse, bundan dolayı hadd-i kazıf (seksen değnek vurulma cezası) gerekmez. Çün-ki hunsâ müşkil tenasül aleti kesik erkek ve tenasül cihazı bitişik kapalı cinsel temasa elverişli olmayan kadın hükmündedir.
Bu durumda olan kadın veya erkeğe zina isnâd edene nasıl ceza gerekmiyorsa, hunsâ müşkile de zina isnâd edene öylece ceza gerekmiyor. Ama ergenlik çağına girmiş bir hunsâ müşkil başka birine zina iftirasında bulunursa, o takdirde kendisin© şer'î ceza (seksen değnek vurulması) gerekir.Hunsâ müşkil hırsızlık ettiğinde ceza uygulanır mı?Hırsızlık konusunda, hunsâ müşkil, hunsâ olmayan kişiler gibidir. Ergenlik çağına girmişse,, çaldığı mal hakkında şer'in belirttiği şartlar gerçekleşmişse, o takdirde eli kesilir. (8)Kısas konusunda da bir ayrım yapılmaz. Yani Hunsâ müşkil ergen olduğu halde kasden vurup bir adamı öldürürse kısas gerekir. Hatâen öldürürse diyet gerekir.Hunsâ müşkil dinden dönerse, hakkında murtedd hükmü uygulanmaz. Yani tevbe etmediği takdirde öldürülmez.Hunsâ müşkil hakkında daha bir çok hükümler var. Ancak günümüzde uygulama alanı olmadığı için buraya nakletmeye lüzum görmedik. Sadece bazı önemli meselelerde sırf meraklılara bilgi olsun diye kısa bilgiler vermeye çalıştık.
1 - El-Hidâye - Merğinânî
2 - El-Kâfî - El-Mervezî
3 - El-Hidâye - Merğinânî - Fetâvâryi Hindiyye
4 - El-Kâfî - El-Mervezî
5 - Tatarhaniyye - Fetâvâ-yi Hindiye
6 - El-Kâfî - Mervezî
7 - El-Cevheretü'n-Neyyire
8 - El-Muhit - Radiyüddin Serahsî
Kaynak: Celâl Yıldırım, Kaynaklarıyla İSLAM FIKHI, 2. Baskı, Uysal Kitabevi, 4. cilt, ss. 407-410. ( Sorularlaislamiyet.com )
GELEN MAİLLERDEN BİRİ :
Merhaba,ben bir eşcinselim ve İslamın eşcinselliği nasıl gördüğünü az çok biliyorum. Kimi hocalar eşcinselliğin gerek duygu anlamında gerekse de fiiliyatta çok büyük günah olduğunu söylüyorlar ki ilkine katılmıyorum. Kimileri de sadece eyleme dönüşünce günah olduğunu savunuyorlar ki bu akla daha yatkın geliyor.
DUYGU SU ANLAMDA ISE SIZE KATILMAK MUMKUN:O YONE AIT ISTEK VAR AMA " YAPMAMAK!" ...BU ISTEKLERIN FIILIYATI GUNAH SINIRLARI ICINDE OLSA DA SADECE " DUSUNCE " BAZINDA KALMASI GUNAH OLARAK YAZILMASI ANLAMINA GELMEZ , AMA YINE DE TEHLIKE SINIRLARINA DOGRU EPEY BIR YOL ALINMIS OLUNUR TABII..
Elbette cinsi münasebet günahtir, elbette livata yasaklanmıştır. Ancak heteroseksüeller için de cinsi münasebet evlilik öncesi yasak değil midir? Ama toplumda görüyoruz ki heteroseksüeller arasında da bu yasağa uymayan milyonlarca günahkar insan var - tıpkı bazı eşcinsellerin bu yasağa uymaması gibi. Öyleyse, sürekli eşcinselliği kötüleyen zihniyetin heteroseksüelliği de en az eşcinsellik kadar kötülemesi gerekmez miydi?
ÇOK DOGRU.ERKEK YAPINCA CAPKIN, KADIN YAPINCA AHLAKSIZ KADIN,OROSPU... FORMULU DINI DEGIL, ISLAM DISI KULTUREL BIR YAKLASIM TARZININ SONUCUDUR!
İşte kimi hocaların burada yanıldığını düşünüyorum. Eşcinsellik cinsel bir yönelimdir ve bundan eşcinsel olan birey mesul olmaz, mesul olsaydı Allah insana zulm etmiş olurdu ki Allah kuluna ne zaman zulm etmiştir?!
KARDESIM.BASTA SUNUN ALTINI CIZELIM: ESCINSELLIK , BASTA YANLIS EGITIM VE YONLENDIRMENIN SONUCU ORTAYA CIKAN , BOZUK BIR PSIKOLOJIYLE GELISEN BIR CINSEL SAPMADIR! HORMONAL SORULARIN İSE ÇÖZÜMÜ TIP İLMİNDEDİR.YETER Kİ TEDAVİ OLMAK İSTEYELİM!
Kuran'da bile eşcinsellikten bahsedilmektedir, demek ki eşcinsellikten bahsetmek gayri-ahlaki değilmiş. Dolayısıyla sırf eşcinselliği kötüleyen yazılar yazmak doğru değildir. Kötülenecek ve ayıplanacak şeyler kimlikler değil, vahyin yasaklarına uymayan eylemler olmalıdır. Bu da üstte açıkladığım gibi eşcinseller arası livatadır, heteroseksüeller arasında da evlilik öncesi gayrı meşru cinsel ilişkidir.
KIMLIKTEN BIR AN ONCE KURTULMAK ICIN GEREK DINI GEREK PSIKOLOJIK DESTEK ALMAK SARTI ILE BU MANTIĞA KATILMAK MUMKUN!
Özetlemek gerekirse, ben kendimi bildim bileli bir eşcinselim ve bundan mesul değilim (bundan hiçbir eşcinsel mesul olamaz). Allah'ın yasaklarına ve emirlerine göre bir hayat sürmek için cihat etmeye gayret gösteriyorum ki bunun içinde livata yapmamak da var. Lütfen kimliğime bu kadar açıktan saldırılar yapmayınız, tüm eşcinselleri livata yapan o günahkarların düzeyine düşürmeyiniz.Saygılarımla...
KARDESIM.ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN.AMA SUNU BELIRTELIM.DUNYADA BULUNUS SEBEBİMİZ İMTİHANDİR HER KUL FARKLI İMTİHANLARA TABİ TUTULUR.BİZLERE DÜSEN KURAN VE SÜNNETİN YOLUNDAN İLERLEMEKTİR.CİNSEL SAPMA DURUMLARINDA EHİL DOKTORLAR TARAFINDAN PSİKOLOJİK VE HORMONAL TEDAVİ BERABER YAPILMALIDIR. CİNSEL DURUMUNUZU KABULLENMEDEN ONCE HER TURLU TETKİKLERİN YAPILMASI PSİKOLOJİK (GECMİSİN İRDELENMESİ, ÇOCUKLUKTAKİ YETİSME TARZINIZ,ORTAMINIZ,CEVRENIZ, BİLİNC ALTINA ATILANLAR VS.) YARDIMIN ALINMASI GEREKİR.BENCE SIZ FIILIYATTA ESCINSEL OLANLARDAN COK DAHA IYI BIR KONUMDA OLSANIZDA, KULLANDIGINIZ KAVRAMLAR- MESELA CIHADI , NEFIS ILE MUCADELE ANLAMINDA KULLANDINIZ VE BU COK UYGUN DUSTU!- SIZIN DAHA DA GUZEL BIR YERE GELEBILECEGINIZI GOSTERMEKTEDİR..EVET FIILIYATA DOKULMEMESI COK GUZEL AMA SONUCTA SIZ HAYATINIZI DAHA NE KADAR BU SEKILDE DEVAM ETTIREBILIRSINIZ KI.EVLILIK BASTA OLMAK UZERE SIZI BIR GELECEK BEKLIYOR VE BU KIMLIK ILE ISLAMI SINIRLAR ICINDE DAHA NE KADAR DEVAM EDEBILIRSINIZ HAYATINIZA.SU AN MASALLAHINIZ VAR AMA GELECEK NE OLACAK.YANI BU KIMLIK BAZINDAKI ESCINSELLIK BILE GELECEGINIZ ACISINDAN SIZI ACMAZLARA SOKMAYACAK MI..BENCE SIZDE BIR CEVHER VAR.SADECE ILK ADIMI ATMAK TA TEREDDÜDÜNÜZ VAR... UMARIM DETAYLI BIR DUSUNCE SONUCU BIZE HAK VERECEKSİNİZ!ÖZETLE SIZ IYI BIRISINIZ VE KENDINIZI MUHAFAZA ETMENIZ GUZEL AMA ILERIYE DONUK YARDIM ALMANIZ GEREKIR KARDESIM.RABBIM YARDIMCINIZDIR, SIZDEN SADECE BIR ADIM- ILK ADIM HER ZAMAN ZOR VE COK ONEMLIDIR!- ATMANIZI BEKLIYORUZ...SELAM VE DUA ILE