Din ve Muamelâtta Sözleri Kabul Edilecek ve Edilmeyecekler
Din ve Muamelâtta Sözleri Kabul Edilecek ve Edilmeyecekler
48- Sadece dinle ilgili Allah'la kul arasındaki bir ibadet işinde adaletli olan kimselerin sözleri kabul edilir. Fasıkların ve gayr-i müslimlerin sözleri kabul edilmez. Bir suyun temiz olmadığını adalet sahibi bir müslüman haber verir de, başka su bulunmazsa, teyemmüm caiz olur. Fakat bunu fasık veya ne olduğu bilinmeyen veya gayr-i müslim bir kimse haber verirse, araştırma yapmak gerekir. O suyun gerçekten temiz olup olmadığı araştırılır. Sonunda kuvvetli görüşe göre işlem yapılır. Şöyle ki: Eğer bu haber veren kimsenin doğru söylediğine kuvvetli bir zan hasıl olmuşsa, yalnız teyemmüm yapılır. Yalan söylediği hakkında kuvvetli zan varsa, o su ile abdest alınır ve ihtiyat olarak da teyemmüm edilir.
49- Bir suyun temiz olduğunu bir adil müslüman ve temiz olmadığını, diğer adil bir müslüman haber verse, bu suyun temiz olduğuna hükmedilir. Çünkü suda asıl olan temiz olmaktır. Fakat ölü bulunan bir hayvanın boğazlanmış olduğunu bir adil ve boğazlanmamış olduğunu da diğer bir adil şahıs haber verse, burada en kuvvetli olan kanaata göre işlem yapılır.
50- Bir gayr-i müslimin ihtida ettiğini (İslamı kabul ettiğini) bir müslüman haber verse, onun üzerine cenaze namazı kılınması caiz olur.
51- Alım-satım ve benzeri muamelelere gelince, bunlarda adalet şart değildir. Fasıkların ve gayr-i müslimlerin sözleri de bu işlerde kabul edilir. Hatta bunların bu muameleler içinde saklı helal ve harama ait sözleri de geçerlidir.
Misal: Bir gayr-i müslim, yanında bulunan bir et hakkında: "Ben bunu bir müslümandan veya bir kitab ehlinden aldım" dese, o eti bir müslümanın yemesi helal olur. Aksine olarak "bir Mecûsiden aldım" dese, helâl olmaz.
Muamelat denilen işler, çok geniş ve çok kapsamlıdır. Onun için bu işlerde gayr-i müslimlerin de sözlerini kabul etmek sosyal bir zarurettir.