***
































ALLAH (C.C) KİME HAYRI MURÂD ETTİYSE, ONU DİNDE FAKÎH (ÂLİM) KILAR.

RAMAZAN AYI VE FAZİLETLERİ

RAMAZAN AYI VE FAZİLETLERİ
Kıymetli Müslüman Kardeşlerim!
Onbir ayın sultanı denilen çok mübarek Ramazan ayına girmenin mutluluğunu yaşamaktayız. Bu ayın, her müminin kalbinde ve hayatında apayrı bir yeri vardır. Günler öncesinden büyük bir sevinç ve neşe ile bu aya hazırlık yapılır.
Ramazan ayı girdiğinde kalpler sevinçle dolar, sevgi, merhamet ve şefkat damarları daha fazla kabarır, dertler daha fazla paylaşılır, toplumun her ferdi birbirine daha fazla yakınlaşır.
Bu ayın her günü bir bayram edası ile büyük bir coşku içerisinde kutlanır. Gündüzü oruçla, gecesi de teravihle ihya edilir.
Müslümanın hayatında en büyük etkiyi ve değişimi meydana getiren zaman dilimi Ramazan ayıdır. Peki, bu ayın apayrı bir konumda olmasına sebep nedir, bizim böylesine değerlendirmemize ve ihya etmemize sevkeden şey nedir?
Bu soruya cevap verebilmek için, hep beraber bu ayın hikmet ve faziletlerine bakalım:
1)Öncelikle bu ayda oruç tutmamız Rabbimiz tarafından bizlere farz kılınmıştır.
Allahu Teala buyuruyor ki:
“Ey iman edenler! Sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi, sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Tâ ki (günahlardan ve kötülüklerden) korunasınız.” (Bakara sûresi 183. Âyet)
       Alimler derler ki:
       “Hiçbir ümmet yoktur ki onlara oruç farz kılınmasın. Ancak onlar farz kılınan oruçtan sapıttılar.”
       “Oruç, hristiyanlara da farz kılınmış idi. Oruç ayı, bazen sıck aylara, bazen de soğuk aylara rastlardı. Bu durum onlara zor gelirdi. Büyüklerinin re’yleri üzerine oruçlarının kış ile yaz arasında bahar mevsiminde tutulmasını kararlaştırdılar ve orucun süresinde de değişiklik yaptılar.”
       Said bin Cübeyr (radiyallahu anhu) rivayet etmiştir:
       “Bizden önceki ümmetlerin oruçları, yatsı vaktinden gelecek günün akşamına kadar idi. Nitekim İslam’ın ilk günlerinde de böyle idi (daha sonra imsak vaktinden akşam vaktine kadar tutulması emredildi).”
2)Ramazan ayında oruç tutmak, Hicretin ikinci senesinde farz kılınmıştır. Orucun farziyeti ayet ve hadisle sabittir. Bunu inkar eden dinden çıkıp kâfir olur. Yukarıda yazdığımız ayet-i kerime buna delildir.
3)Tevrat, İncil, Zebur ve Kur’an-ı Kerim bu ayda nazil olmaya başlamıştır.
4)Hz. Peygamber’in “Receb Allah’ın ayıdır, Şaban benim, Ramazan da ümmetimin ayıdır” hadis-i şerifinde buyurduğu gibi, bu ayda Cenab-ı Hakk’ın inanan kullarına çok özel ikramı ve mükafatı vardır, yapılan ameller ve dualar her zamankinden daha fazla makbuldür.
 
RAMAZAN AYI ORUCUNUN FAZİLETLERİ
Selman-ı Farisi Hazretlerinden rivayet edilmiştir:
“Rasulullah (aleyhissalatu vesselam) Şaban ayının son gününde bize hitap ederek şöyle buyurdu:
“Ey insanlar! Sizi öyle büyük bir ay gölgesi altına almaktadır ki, o ayda Kadir gecesi vardır. Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.
Allahu Teala, o ayda oruç tutmayı farz, gece ibadetini de nafile (sünnet) kılmıştır.
O ayda kim ki bir hayır işlerse, Ramazan ayı dışında farzı edâ eden kimse gibi sevap alır.
Kim ki Ramazan’da bir farzı edâ ederse, Ramazan dışında yetmiş farzı edâ eden kimse gibi sevap alır.
Ramazan ayı, sabır ayıdır. Sabrın mükafatı ise cennettir.
Ramazan ayı, lütuf ayıdır. Bu ayda mü’minin rızkı artar.
Kim ki Ramazan ayında bir oruçluya iftar ettirirse, bir köle âzâd etmiş gibi sevap alır ve bütün günahları bağışlanır.”
Bizler dedik ki:
“Ey Allah’ın Rasulü! Bizim hepimiz oruçluya iftar ettirecek bir güçte değiliz ki!”
Bunun üzerine Rasulullah (aleyhissalatu vesselam)  buyurdu ki:
“Allahu Teala bu sevabı, bir yudum süt, su veyahut bir hurma ile bir oruçluyu iftar ettirene verir. Kim bir oruçluyu doyurursa, bu onun bütün günahlarının bağışlanmasına sebep olur. Rabbi onu benim (Kevser) Havuzumdan öyle bir içirirki, ondan sonra ebediyen susamaz. Onun sevabından da hiçbir şey eksilmeden aynı mükafatla mükafatlandırılır.
Ramazanın evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden âzâddır.
Kim ki o ayda kölesinin (ya da işçilerinin) işlerini hafifletirse, ALLAH onu cehennem ateşinden âzâd eder.
Ramazan ayında dört hasleti çoklaştırınız. İki haslet ile Rabbinizi kendinizden razı kılarsınız. Diğer iki hasletten müstağni (uzak) kalamazsınız. Rabbinizi kendinizden razı kılacağınız iki hasletten biri “La ilahe illallah” demek, ikincisi ise Allah’dan af dilemek üzere tevbe istiğfar etmektir. Kendisinden müstağni kalamayacağınız iki haslet ise “Rabbinizden cenneti istemek” ve “cehennem ateşinden O’na sığınmaktır.”
“Kim ki inanarak ve sevabını isteyerek Ramazanda oruç tutarsa, onun geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır.”
Bir hadis-i kudside Allahu Teala buyuruyor ki:
“İnsanoğlunun her ameli kendisi içindir. Oruç hariçtir, o benim içindir. Onun mükafatını ben vereceğim.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdu ki:
“Benim ümmetime Ramazan ayında daha önceki ümmetlere verilmeyen beş haslet (özellik) verildi:
1)Allah katında, oruç tutanın ağzının kokusu misk kokusundan daha güzeldir
2)İftar edinceye kadar melekler onlar için istiğfar eder (bağışlanma diler)
3)Ramazan ayında bütün şeytanlar bağlanır
4)Allah (celle celaluh) hergün cenneti süslendirir ve “Salih kullarım, kendilerinden kötülük ve ezânın men edilmesini istiyorlar” buyurur
5)Ramazan ayının son gecesinde Allahu Teala onları affeder.
Rasulullah’a (s.a.v) soruldu:
“Ey Allah’ın Rasulü! Bu gece Kadir gecesi midir?”
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v):
“Hayır. Fakat her amel eden, amelini bitirdiğinde ücretini alır” buyurdu.
 
Peygamber Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki:
       “Ramazanın ilk gecesi geldiği zaman, bütün cennet kapıları açılır. Bu kapıların hiçbiri Ramazan ayı boyunca kapanmaz. Allahu Teala, bir münadi’ye (sesleniciye) şöyle nida etmesini (seslenip ilan etmesini) emreder:
       “Ey hayır isteyen, gel! Ey şer yolunda olan, azgınlığından vazgeç!”
       Sonra da buyurur ki:
       “İstiğfar eden yok mu? İstiğfar eden bağışlanacak. İsteyen yok mu? İstediği kendisine verilecek. Tevbe eden yok mu? Tevbesi kabul olunacak.”
       Bu çağırmalar, şafak atıncaya (imsaka) kadar devam eder.
       Allahu Teala, her Ramazan bayramı gecesi, azaba müstehak olan bir milyon kişiyi cehennemden azad eder.”
      
 
KAYNAKLAR               :
İmam Ğazali/Mukaşefetul-Kulub: 685
Et-Terğib vet-Terhib: 2/99
 
Bugün 776 ziyaretçi (1083 klik) kişi burdaydı!










 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol